Uçan Kaplan (Sivrisinek)
Sivrisinek dişileri yumurtalarını beslemek için kan emer, sarıhumma bulaştırır. Erkekleriyse çiçek özleriyle beslenirler.
Sarıhumma ve sıtma hastalıklarını yayan sivrisinekler belki de tarihteki tüm savaşlarda ölenlerden daha çoğunu öldürmüşlerdir. Duyarlı kılları ve taçyaprağını andıran çıkıntılara sahip olan, dişi sivrisinek Aedes aegypti, kurbanlarını koku alma, görme ve insan vücudundan yayılan ılık nemli hava dalgalarını algılama yeteneklerini birlikte kullanarak saptar. Kanla beslenenler yalnızca dişilerdir. Kan olmadan yumurtaları gelişemez. Erkekler, dişilerin de kan bulamadıklarında yaptığı gibi, çiçek özleriyle beslenirler.
Yetişkin Aedes aegypti, diğer sivrisinekler türleri gibi ince ve kusursuz bir uçan makinedir. Helikopter ve uçağın yeteneklerini birleştirerek, havada süzülebilir, dikey durumda aşağı yukarı uçabilir ve ileriye hareket edebildiği gibi kolaylıkla geriye de hareket edebilir.
J.D. Gillet Sivrisinekler adlı kitabında şöyle yazıyor. Yağmur altında uçan bir sivrisineğe, her damla dev bir füze gibi gelir. Ancak o, güvenli bir biçimde süzülebilir ve tüm damlalardan kutrularak hedefine ulaşır.”
Kanatları zarif fakat sağlamdır. Bunlar altı ana damarla desteklenmiştir ve taçyaprağımsı çıkıntılar ve minik kıllarla kaplıdır. Sivrisinek, genellikle saatte yarım kilometre hızla uçar. Fakat kısa süreler için 7 km lik hızlara ulaşabilir. Rahatlıkla, günde 10-20 km yolculuk edebilir. Bu yolculuğunda çiçek özlerinden türetilen şeker yakıt olarak kullanır. Çoğu sivrisinek yalnızca belirli zamanlarda etkin durumdadır. Aedes aegypti öğleden sonra geç saatlerde harekete geçer ve gün batımına kadar hareketli kalır.
Erkekler dişilerini bu dönem içinde bulur ve çiftleşir. Erkekler dişileri kanat çırpmalarında ortaya çıkan farklı uçuş tonlarında saptarlar.
1920’lerde Kanada’da yeni elektrik santrali inşa edilmişti. İşletmeye açıldıktan kısa bir süre sonra bütün jeneratörler yüzbinlerce sinek tarafından tıkandı. Jeneratörler temizlendi ve yeniden çalıştırıldı. Ancak aynı şey yinelendi. Sorunu çözmek için çağrılan entomolog, sineklerin tümünün de bir sivrisinek türünün erkekleri olduğunu saptadı. Görünüşte bunlar çevredeki en gürültücü dişiyi bulmuşlardı: jeneratörlerin vızıltısını. Sorun jeneratörlerin hızı değiştirilerek çözümlendi.
Dişi, kan aramaya yerden pek yükselmeden, rüzgâra karşı uçarak başlar. Hedefini ilk olarak bir insanın ya da başka bir sıcakkanlının vücudundan yayılan ılık nemli hava dalgasını algılayarak saptar. Bu hava akımına karşı zikzaklar çizerek, rüzgâra karşı giden bir yelkenli gibi hedefine ulaşır. Hedefe yaklaştıkça görüş ve koku ön plana çıkar. Sivrsinek, havayı incelemek için hedefi bir kaç kez turlar. Örneğin Aedes aegyptiyi insanların da ürettiği laktik asidin kokusu çeker. Eğer hedefin kokusu uygunsa, dişi açıkta bir kısma konar ve hortumunu sokar.
Aşağıda Bir erkek sivrisineğin başı elektron mikrsokopu altında görülüyor. Bu sivrisinek kan emmez.
Dişinin hortumu, koruyucu, esnek ve oluğa benzer bir kılıf içinde bulunan karmaşık aygıttır. İçinde altı ayrı araç vardır: kurbanın dersini açmakta kullanılan, neşter gibi iki çift son derece ince delme ve kesme aracı; hem kurbanın kanının akışını arttıran hem de kanın pıhtılaşmasını önleyen salgıyı kana akıtan bir tüp; ve sivrsineğin yumurtalarını beslemek üzere kanı emdiği bir ikinci tüp.
Bu araçlar deriye girerken kılıf dışarıda kalır. Tüpler küçük bir kan damarına girip doğruca bundan içene kadar ya da bir damarı delip çevredeki doku içine yayılan kanı içine kadar, bir kaç kez batırılabilirler. Rahatsız edilmediğinde dişinin ortalama olarak 2,8 miligram olan bir öğün kanı emmesi 2,5 dakika sürer.
Aedes aegypti dişileri sarıhumma virüsünü, kanın pıhtılaşmasını önleyen salgıyı kana akıtırken bulaştırırlar. Bu hastalığın belirtileri “yüksek ateş, kan siyahı ya da kahverengi kusmuk, sarılık ve genellikle de ölümdür”. Sivrisineğin hastalığın bulaşmasındaki rolü bulunmadan önce sarıhumma milyonlarca insanın ölümüne yol açtı. Pek çok orduyu bozguna uğrattı ve Panama Kanalının inşaatını geciktirdi. Fransız De Lesseps’in Karayip Denizini Pasifik Okyanusuna bağlayan 120 km lik Panama Kanalını inşa etmeye giriştiğinde yıllar 1880’leri gösteriyordu. De Lesseps’in ilk 500 Avrupalı mühendis ilk aylarının maaşını bile alamadılar. Yeni mühendis ve yöneticilerin gelmeleriyle, sarıhumma ve sıtmaya kurban gitmeleri bir oluyordu.
Artık, sarıhummanın orman maymunlarındaki bir hastalıktan kaynaklandığı bilinmektedir. Güney Amerika’da Haemagogus spegazzinii falco adlı ağaçlarda yuva yapan bir sivrisinek kanı hasta maymunlardan alır ve o bölgeye gelen bir orman işçisini ısırdığında virüsü bulaştırır. Ormancı köyüne ya da kasabasına döndüğünde, Aedes aegypti virüsü ondan alır ve çevreye yayar. Afrika’da hastalığın yolu çok daha karmaşıktır. Virüs Aedes aegypti’ye ulaşana kadar iki sivrisinek türü daha işin içine girer. Bugün, sarıhumma dünyanın kentsel alanlarında hemen hemen tümüyle silinmiş durumdadır. Ancak büyük çaplı aşılama kampanyalarına karşın, tropikal bölgelerdeki kırsal alanların çoğunda varlığını sürdürmektedir. Sivrsinek henüz yenilmiş değildir.
Aşağıda Kan emici dişi sivrisinek iş başında.
çok güzel bir paylaşım teşekkürler
gerçekten öyle